Willian Arao’nun 3. dakikadaki golü, Fatih Karagümrük üzere kuvvetli bir deplasmanda Fenerbahçe’nin işini bir oldukça kolaylaştıracaktı. Lakin hakem Abdülkadir Bitigen, maç boyunca istikrarda tutamadığı faul standardının birinci falsosunu bu durumda verip golü iptal etti.
Sonrasında top Fenerbahçe’deydi fakat, oyunun denetimi Fatih Karagümrük’teydi. Karagümrük, bütün oyun planını süratli kanat hamleleri yapmak üzere belirlediği için şuurlu biçimde topu Fenerbahçe’ye bıraktı. Fenerbahçe de, ya kolay pas yanlışları yahut rakibin faulle oyunu durdurması karşısında birinci yarıda rakip ceza alanına yalnızca 11 kere girebilince net bir fırsat yaratmaktan çok uzak kaldı.
Sadece, Fenerbahçe’nin yediği golden bir evvelki konumda, İrfan Can Kahveci kaleciyle karşı karşıyayken ne yapacağına süratli karar veremeyince net bir durumu harcadı. O top döndü, süratli Karagümrük atağında gol oldu. Atak öncesinde Karagümrük kalecisinin topu yere bırakıp tekrar tutmasından ve hakem heyetinin bunu görememesinden doğan kusurlar zinciri, Altay Bayındır’ın topu sektirmesi ve Ozdoev’in golü atmasıyla son buldu.
Arda Güler’in etkisi
İkinci yarıda Miha Zajc’ın oyuna girişiyle, Fenerbahçe atakta daha hareketli bir ekip manzarası sergilemeye başladı. Kontratak futbolundan vazgeçmeyen Karagümrük skoru 2-0 yapma fırsatını da buldu lakin bu sefer Altay birinci goldeki kusurunu telafi etti. Peşinden Zajc’ın uzak aradan muazzam golü geldi. Rüzgar tekrar Fenerbahçe’ye dönmüşken, Jesus’un erkenden tekrar oyuna müdahale etmesi ve Arda Güler’in alana girmesi ibreyi büsbütün Fenerbahçe’ye çevirdi.
Sahada kaldığı her an ikili uğraşların birçoklarını kazanan, rakip kadronun zaaflarını bilerek oyunu okuyan ve Fenerbahçe’de heyecan verici tek isim olan Arda Güler’in, bu kadroda birinci 11 oynamaması yahut daha fazla müddet almaması artık mantık sonlarını zorlar hale gelmiştir. ‘Fizik olarak zayıf’ argümanını çoktan boşa çıkardı. ‘Taktik bilgisi tam gelişmedi’ deseniz, o da palavra.
Bütün yük Arda’nın omuzlarında!
Oyunda olduğu her saniyenin değerini bilerek ve grubu bir düzey üste taşıyarak oynayan 17 yaşında büyülü bir yetenek. Asistini yapıp galibiyeti getirdi, daha fazlasını da yapabilirdi. Futbolseverler olarak Arda Güler’in bu tesirini büyük keyifle izliyoruz.
Peki, koskoca topluluğun bütün yükünü 17 yaşında bir çocuğun sırtına yükleyenler ‘bu işte bir yanlışlık var’ demiyor mu? Kadroya yıldız diye alınan futbolcular, Arda Güler’in tırnağı kadar yarar sağlamıyor. Ve yıldızlarla dolu rakibine karşı şampiyonluk yarışı veriyorsun.
Şimdiden uyarıyorum. Sene sonunda oynatılmadığı için kaçıracağınız Arda Güler, kaybedilen şampiyonluktan daha acı verici olur.
Alican Özcan