Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) bilgileri, çelik üretimi ve ihracatındaki sert düşüşü ortaya koydu.
Türkiye’nin ham çelik üretimi, Kahramanmaraşlı merkezli sarsıntıların tesiriyle şubatta geçen yılın birebir ayına nazaran yüzde 28,9 azalışla 2,1 milyon tona geriledi.
Ham çelik üretimi, yılın birinci 2 ayında da yüzde 23,1 düşüşle 4,7 milyon ton düzeyinde gerçekleşti.
Nihai mamul çelik tüketimi şubatta, yıllık bazda yüzde 12 azalışla 2,5 milyon ton, ocak-şubat devrinde ise yüzde 7,7 gerileyerek 5,5 milyon ton olarak kayıtlara geçti.
ÇELİK ESERLERİ İHRACATINDA YÜZDE 47,3 DÜŞÜŞ
Şubatta çelik eserleri ihracatı, ölçü tarafından yıllık bazda yüzde 47,3 azalışla 675 bin tona, bedel istikametinden yüzde 50,5 gerileyerek 582 milyon dolara düştü.
Ocak-şubat devrinde, geçen yılın birebir periyoduna kıyasla ihracat ölçü olarak yüzde 44,9 azalışla 1,4 milyon ton, bedel olarak yüzde 49,5 kayıpla 1,2 milyar dolar oldu.
İTHALATTA YÜZDE 10,7’LİK GERİLEME
Şubat ayında çelik eserleri ithalatı 2022’nin tıpkı ayına nazaran ölçü tarafından yüzde 10,7 azalarak 1,3 milyon ton, bedel istikametinden yüzde 32 düşüşle 1 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Yılın birinci 2 ayında ithalat, geçen yılın birebir periyoduna nazaran ölçü istikametinden yüzde 10 kayıpla 2,5 milyon ton, paha tarafından yüzde 27 azalışla 2,1 milyar dolar düzeyine indi.
Geçen yılın ocak-şubat periyodunda yüzde 80,1 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, bu yılın birebir periyodunda yüzde 55,3 düzeyine geriledi.
KAYIPLARIN KISMEN TELAFİ EDİLMESİ BEKLENİYOR
Açıklamada görüşlerine yer verilen TÇÜD Genel Sekreteri Veysel Yayan, “Şubatta meydana gelen sarsıntılar nedeniyle İskenderun ve Osmaniye bölgelerinde yer alan Türkiye’nin ham çelik üretim kapasitesinin ve üretiminin yaklaşık yüzde 32’sine sahip çelik tesislerinde yaşanan üretim kesintileri sonucunda, üretim yıllık bazda düştü” sözünü kullandı.
Yayan, Türk çelik dalının 2 milyon 104 bin ton ham çelik üretimiyle Almanya, Brezilya ve İran’ın akabinde, 10. sırada yer aldığını vurgulayarak, yapılan indirimlere karşın güç maliyetlerindeki artışın olumsuz tesirinin kısmen sürmesi sebebiyle yılın birinci 2 ayında ihracatın yüzde 45 düştüğünü bildirdi.
Özellikle doğalgaz açısından mukayeseli üstünlüklere sahip olan Cezayir ve Mısır üzere ülkelerin, Türkiye’nin ihracat pazarlarından hisse almaya başlamalarının dikkati çektiğini belirten Yayan, şu değerlendirmede bulundu:
“Doğalgaz fiyatlarının Avrupa’daki fiyat düzeylerine kadar indirilmesi durumunda, rekabet gücümüzün artması ve ticaret heyeti tertipleri aracılığıyla, Balkanlar başta olmak üzere, Güney Amerika ve Afrika üzere yeni pazarların hedeflenmesiyle önümüzdeki aylarda ihracattaki kayıpların kısmen telafi edilmesi beklenmektedir.”
MALEZYA, TAYVAN VE VİETNAM’DAN İTHALATTA REAKSİYON ÇEKEN ARTIŞ
Yayan, başka taraftan ithalatta yüzde 10 azalışa karşın, bilhassa Malezya, Tayvan, Vietnam üzere ülkelerden gerçekleştirilen ithalattaki inanılmaz ölçüdeki artışların, çelik dalında büyük rahatsızlığa yol açtığına işaret etti.
Daha evvel 1 Nisan’a ertelenen yassı çelik mamullere yönelik ithalat vergisi kararının, bu sefer, 1 Mayıs’a ötelenmesinin, çelik dış ticaretindeki açığın daha da büyüyebileceği tarafındaki kaygıları artırdığını vurgulayan Yayan, şunları kaydetti:
“Şubat prestijiyle BOTAŞ’ın, büyük sanayi kuruluşları için doğalgaz toptan satış fiyatlarını düşürmesi, sanayicilerin kullandığı doğalgaz tarifelerindeki indirimlerin yüzde 20 düzeyinde devam edeceğini duyurması, ayrıyeten, zelzele bölgesinde faaliyet gösteren üreticilerin üretimlerine başlaması 2023’ün birinci 2 ayında kesimimizin düşen üretiminin yılın ikinci çeyreğinden itibaren kademeli bir halde güzelleşeceği istikametinde beklentiler oluşturmuştur.
Yeşil dönüşüm kapsamında geri dönüşüm yoluyla elde edilen çelik eserleri ham hususu olan hurdaya yönelik talebin artması sonucunda, ocak ayı sonunda, EUROFER’in hurdanın kritik ham hususlar listesine eklenmesi istikametinde AB’den talepte bulunması ve Hindistan’ın yeşil dönüşüm kapsamında hurdaya yönelik talebini giderek artırması sebebiyle, bölümümüzün hurdaya erişiminde meselelerle karşılaşmamasını teminen, gerekli tedbirlerin alınması hayati ehemmiyet taşımaktadır.”