Bu dönem Şampiyonlar Ligi, Üstün Lig ve Türkiye Kupası’nda uğraş eden Galatasaray’da ‘Mayıslar bizimdir’ söylemi tekrar tuttu. Sarı kırmızılılar hem Türkiye Kupası hem de lig şampiyonluğuna uzandı.
22.şampiyonluğunu kutlayan Galatasaray Medipol Başakşehir’i egale ederek bitime 1 hafta kala tekrar ipi göğüsleyen taraf oldu. Fatih Terim ile 8.şampiyonluğunu alan sarı kırmızılılar ezeli rakipleri Fenerbahçe ve Beşiktaş’la da üstünlüğü sürdürdü.
Özellikle Terim’in gelişinden sonra topluluğuyla bütünleşen Galatasaray taraftarları şampiyonlukta çok büyük rol oynadı. TT Arena’daki her maça tıpkı inanç ve tutkuyla gelen ve ekibi sırtlayan taraftarlar bu dönem şampiyoluğun mimarlarından oldu.
UEFA ile FFP mutabakatı nedeniyle sıkıntı günler geçiren ve yaptığı mutabakata uymak zorunda olan Galatasaray Türkiye Kupası’nın akabinde Harika Lig gelirlerinin de sahibi olarak ekonomik olarak büyük bir ivme yakaladı.
Şampiyonlar Ligi gelirleri de hesaba katılınca Galatasray dayanılmaz bir gelir elde edecek ve dar boğazdan çıkış için bu gelirler hayati değer taşıyacak. Galatasaray’ın bu sezonki şampiyonluk bir manada ekonomik özgürlük demek.
Gomis’i kaybettikten sonra döneme adeta golcüsüz başlayan Galatasaray’da şampiyonlukta kilit rolü alan oyuncular Feghouli ve Onyekuru oldu. Bu dönem Muhteşem Lig’in ikinci yarısında en fazla gol atan ortasaha oyuncusu Sofiane Feghouli, kritik golleriyle fevkalade bir katkı veren Onyekuru ile birlikte dönemin kahramanı oldu.
Fernando Muslera, 5. zaferiyle Muhteşem Lig’de en çok şampiyonluk kazanan yabancı futbolcu olarak tarihe geçti.
Galatasaray’da birinci defa 1996-97 döneminde vazifeye gelen Terim, birinci periyodunda kulübün müzesine 12 kupanın girmesine katkı sağlayarak bir manada gelecek için de bildirisini vermiş oldu.
Sezona büyük ıstıraplarla başlayıp dorukta tamamlayan Galatasaray’da maç sonu yaşanan sevinç görülmeye kıymetti. İşte o anlar…