Diyarbakır’da zelzelenin akabinde Dicle Irmağı kıyısına AFAD ve Kızılay’a ilişkin 4200 çadır kurulması kararı alındı. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin öncülüğünde Mehmetçik tarafından bin bir zahmetle kurulan çadırlarla ilgili kentteki STK’lar ve TMMOB değerli ikazlarda bulundu. Su kenarına çadır kent kurmanın bahar ayı ile birlikte önemli risk taşıdığı, bölgede kar sularının erimesi, sağanak bahar yağmurlarıyla su taşkınları, ani sel baskını olabileceği, tekrar baraj kapaklarındaki risk nedeniyle çadır kentin farklı bir bölgeye kurulması gerektiği söz edildi.
SEL VURDU ÇADIR KENT BOŞALTILDI
Ancak bu ikazların hiçbiri dikkate alınmadı. 15 Mart günü kentte yaşanan selin akabinde buraya yerleştirilen ve ortalarında gebe bayan ve bebeklerin de bulunduğu 450 aile apar topar tahliye edildi. Valilik evvel yağışların kesilmesinden sonra ailelerin süreksiz olarak yerleştirildikleri Yeşilay merkezinden tekrar çadır kente yerleştirileceğini açıkladı, lakin hafta sonu alınan ani bir kararla çadır kentin kapatılması kararı alındı.
125 MİLYON HEBA OLDU
Ani su baskını ve sel riskine karşı lağvedilme kararı alınan çadır kent için 125 milyon lira kamu kaynağı harcandı. 23 gün faaliyette kalan çadır kente harcanan bu para ise çöp oldu. Daha evvel yaptıkları ikazların dikkate alınmadığını belirten Mimarlar Odası Diyarbakır Şube Lideri Ferit Kahraman, kamuyu ziyana uğratan kamu vazifelileri hakkında cürüm duyurusunda bulunacaklarını söyledi.
“UYARDIK ANCAK DİNLEYEN OLMADI”
Kahraman, çadır kent öyküsünün fiyasko ile sonuçlandığını, milyonlarca lira harcanan çadır kentte şu an için hiç kimsenin yaşamadığını söyledi. Birçok kentte önemli manada çadır gereksinimi varken Diyarbakır’da bu çadırların atıl duruma düşürüldüğünün altını çizen Kahraman, yetkililerin liyakatsizliği nedeniyle vatandaşın mağduriyetinin daha da arttığına dikkat çekti.
15 Mart’taki selin akabinde çadır kentin büyük kısmının sular altında kaldığını vurgulayan Ferit Kahraman, “Her ne kadar çadırlarda yaşayanlar olmasa da, sonuç prestiji ile düşük kottan risk bulunduğu için beşerler orayı kullanmaktan çekindiler. İnsanların yerleştiği öbür kısımlar de 15 Martta gerçekleşen çok yağışlar sonrası tedbiren boşaltıldı. Biz bu türlü olacağını söyledik ve uyardık. Ciddiye, dikkate almadılar. Alternatif seçenekleri de sunmuştuk. Kentle kontağı olan ve bu risklerin olmadığı pozisyonları bildirdik.
Şu an çadır kentte yaşayan hiç kimse bulunmuyor. Alan büsbütün boşaltıldı. Lakin önemli bir kamu ziyanı da oluştu. Şu an ağır afet yaşayan başka vilayetlerimizde önemli manada çadıra gereksinim varken, burada binlerce çadırın atıl vaziyette ortada kalmasını gerçek bulmuyoruz. Mimarlar Odası ve Kent Plancılar Odası Diyarbakır valiliğine iki ikaz yazısı yazdık. Bununla ilgili gerçekleşebilecek kamu zararıyla ilgili kabahat duyurusunda bulunacağımızı da kendilerine tabir ettik. Bizim yaptığımız ikaz yâda açıklamalarda haklılığımızı lisana getirmek için değildir. Bizim buradaki sitemimiz bu mağduriyetlerin büyümesi, gerçekleşen kamu ziyanı, bunun yanı sıra bu süreci yönetememenin insanları düşürdüğü acı durumdur. Bu nedenle sorumlular hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına cürüm duyurusunda bulunacağız” dedi.