Sepya: ‘Türkiye karanlığa gömülmeyi hak eden bir ülke değil’

Bundan 3 yıl evvel kurulan Sepya, ikinci single’ı Kadıköy Rıhtımı’nı yayınladı.
Şarkının bestesi, kümenin kurucusu ve vokali Huner Alemdar tarafından bestelendi.
Sony Music Media etiketiyle yayınlanan Kadıköy Rıhtımı, kentte hissedilen güvensizliği, kaygan yerin getirdiği tedirginliği ve tüm bunları aşmak için sığınılan bir limanı anlatıyor.
O liman bazılarına nazaran bir sevgili, bazılarına nazaran ise bilinmeyen bir mekan…
Grubun kurucusu Huner Alemdar ile Sepya ile müzikal serüvenlerini ve son single’larını konuştuk.

Sepya ismini nasıl buldunuz?

“Kadıköy Rıhtımı”nın kelamlarından geliyor aslında. Ben birgün Kadıköy Rıhtımı’ndan Moda’ya yanlışsız gitarımla yürüyordum. Yağmur yağmış ve dinmişti, yerler ıslaktı. Kış güneşi açmıştı, çok nostaljik bir imaj vardı rıhtımda. Kadıköy Rıhtımı o gün ıslak ve sepyaydı. Ben de küme arkadaşlarıma bu kıssayı sundum, hepsi de beğendi ve kendilerinin de çok sevdiği bir fotoğraf filtresi olduğunu söylediler. Sonrasında dedik “Neden kümenin ismini Sepya koymuyoruz?”. O gün bu gün Sepya ismi ile yolumuza devam ediyoruz.

Grubun müzikal serüveni nasıl gelişti?

Biz Nisan 2016’da kümenin temellerini attık. Ben ve saksafonistimiz Yiğit, daha evvelden birlikte bir cover kümesinde çalıyorduk. Bu periyotta ben artık kendi bestelerimi yapmak istediğimi söyleyerek kümeden ayrıldım. İki müzik yazmıştım, yalnızca kelamlarını ve vokal melodilerini belirlemiştim. Onu birinci gitaristimiz Gökay ile besteledik. Sonrasında da bizim üniversitemizin müzik kulübünün Facebook sayfasına bir beste kümesi kurmak istediğimi ve bir davulcu aradığımı yazmıştım. Bana birinci ulaşan (o kadar şanslıyım ki!) kümemizin kurucu davulcusu Filip oldu. Bas gitaristimiz Mert ile de ortak bir arkadaşımızın kısa sinema çekiminde tanışmıştık. Bas gitar çaldığını söylemişti, ben de onu provaya davet ettim. Birinci provamızdan üçümüz de çok keyif aldık ve bu işin bir yerlere gidebileceğini öngördük. O gün bugün üçümüz beraberiz. Tam bir alternatif rock grubuyduk. 2017 ortalarında kümeye Yiğit’in (saksafon) ve Berk’in (eski gitaristimiz) iştirakiyle biraz daha pop bir sound’a evrildik. 2018’de Burak’ın (klavye) iştiraki, 2019’da da gitar ve synthesizera Ozan’ın gelmesi ile küme şu anki sound’una evrildi. Aslında evrilmeye devam da ediyor. Yiğit (saksafon) yurt dışına yerleşmesi sebebiyle ortamızdan ayrıldı. Artık yolumuza 5 kişilik kök takım olarak devam ediyoruz. Bundan sonra kümeye kalıcı ek bir enstrümantalist almayı düşünmüyoruz lakin kimi sahnelerimize özel farklı enstrümanlar bize eşlik edebilir.

Kendinizi hangi cinse ilişkin görüyorsunuz?

Bir çeşide sınıflandırmak nitekim bizler için de güç olabiliyor. Birinci müziğimiz “Senin Gibi” pop-funk bir müzik, “Kadıköy Rıhtımı” ise tam bir alternatif rock müziği. Yeni müziklerimiz için demolar hazırladık, üretmeye de devam ediyoruz. Artık bu çekirdek takım olarak sound’umuzu oturttuk ve gideceğimiz yollar az çok katılaştı. Yeni müziklerimizde daha elektronik sesler olacak, daha farklı ambianslar yaratacağımız pad’ler kullanacağız. Yeniden rock, funk, pop ve caz öğelerini duyabileceksiniz. Yeni müziklerimiz tam olarak hangi cinse sınıflandırılabilecek bilmiyoruz açıkçası zira şimdi biz de sınıflandırabilmiş değiliz. Şu anlık yalnızca “alternatif” diyelim.

Kadıköy Rıhtımı müziği nasıl ortaya çıktı, öyküsü nedir?

Aslında bir müzik müellifi olarak dinleyicilerin şarkıyı dinlerken akıllarında yarattıkları kıssaları değiştirmemek için müziğin kıssasından bahsetmemeyi seçiyorum lakin bu kuralımı sizin için bozacağım. “Kadıköy Rıhtımı” birebir anda farklı beşerlerle ilişkideyken birlikte olmaya çalışan lakin bunu beceremeyen 4 insanın öyküsü. Üzücü bir öykü aslında, en azından benim için. Zira bu kıssadan mutsuz ayrılan 2 kişi oldu, en mutsuz ayrılan da ben oldum. Dikkat ederseniz müzikte aslında bir bayanın başından geçen bir günü anlatıyoruz, haykırışlarsa adama ilişkin. Beşiktaş’ta bir konutta uyanan bir bayan umutsuzca aşık, sabah o uyurken meskeni terk ediyor ve vapurla Kadıköy’e geçip benimle buluşuyor. Durumu ise bana anlatamıyor, fakat bir sır saklıyor, bu belirli. O sırrı da anlamak çok sıkıntı olmamıştı. Ne istediğini bilmiyorken sözleri bir ortaya getirip konuşmak güç olsa gerek. Geçiştirerek yanımdan ayrıldıktan sonra ben Kadıköy’de onu unutmak için kendime yeni bir sayfa açtım. Gitarım da yanımdaydı, rıhtımdan Moda’ya yürürken kelamları mırıldanmaya başladım. Şarkıyı da Moda’da besteledim.

DİNLEYİCİNİN KESİMLE ÖZDEŞLEŞEBİLMESİ ELZEM

Şarkılarınızda bir öykü işleniyor. Bir kompozisyon olduğu muhakkak. Nasıl öyküler anlatmak istiyor Sepya?

İlk müziğimizde platonik bir aşkı anlattık. Klibimizi de izlerseniz bunu daha net anlayabilirsiniz tahminen. Hiçbir halde karşılık alınamayan bir hayranlık sonucu girilen bir döngü niteliğinde bir müzik “Senin Gibi”, ikili diyaloglarda geçen cümlelerin kompozisyona dökülmesi ile son halini aldı diyebiliriz. “Kadıköy Rıhtımı”nda da bahsettiğim üzere aslına bakarsanız “bir ortaya gelememeyi” anlatıyoruz. Bunu ise gerçek bir öyküyü müzikal bir biçimde kurgulayarak yapıyoruz. Kompozisyon konusunda çok haklısınız, bizim de en üzerinde durduğumuz bahislerden biri bu aslında. Müziklerimizin bir şeyleri anlatıyor ve yaşatıyor olması bizim için çok değerli. Genel olarak herkesin kendisinden bir modül bulacağı kıssalar yaratmaya çalışıyoruz. Dinleyicinin kesimle özdeşleşebilmesi elzemdir. Birtakım müziklerimiz çok daha ferdî olurken kimileri ise kolektif toplum olarak duyduğumuz hisleri anlatıyor. Biz genel olarak hem ferdi hem toplumsal olarak yaşadıklarımızı ve müşahedelerimizi şarkılarımıza kıssa ediniyoruz.

Bugüne kadar iki tane single çıkardınız. Bir albüm hazırlığı var mı?

Evet, albüm hazırlığındayız. Fakat albüm için daha süremiz var, öncesinde birkaç tekli daha yayınlamayı planlıyoruz. Bu yıl içerisinde muhtemelen teklilerimizi yayınlayacağız, albüm için de önümüzdeki sene bahar diyelim şimdilik.

ARTIK HER ŞEY RAKAM

Müzik dünyasında artık albümden çok single çıkarma üzere bir eğilim var. Koşullarda bunu zorluyor. Bu mecburilik hakkındaki fikirleriniz nedir?

Dijital platformların artık müzik dünyasına istikamet veren mecralar olması sebebiyle single sayıları patlama yaptı bizce. Evvelden albüm çıkarmak çok zordu, single hele hit olmadığı sürece yapılmazdı. Fakat artık birçok bağımsız müzisyen var, plak şirketleri için de bizce singe pazarlamak artık albüm pazarlamaktan daha kolay olmaya başladı. Tüketim toplumundayız, hasebiyle artık sanat da bunun bir modülü oldu (ne yazık ki). Bir single’ın ömrü artık 2 ay; albümün ise 6 ay. Gerek müzisyenler gerekse plak şirketleri bunu göz önünde bulundurarak albümü ileriki etaba atıp üst üste single yayınlıyorlar. Dijital ortamda tek müziğe odaklanarak dinleyicilere ulaşmak daha kolay olabiliyor. Artık her şey sayı. Albüm çıkardığınızda kimi müzikler çok âlâ dinlenebilir, kimi müzikler da –belki en bedel verdikleriniz- beklentilerinizin çok altında dinlenebilir. Lakin biz bir kümenin soundunu dinleyicilerine tam olarak anlatabilmesi ve kıssasını kitlesiyle tam manasıyla buluşturabilmesi için albümün gerekli olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle de hazırlıklarımıza çok evvelce başladık. Ayrıyeten yerlerde size özel sahne bulmak için de bir albümüzün olması çok değerli. Kitle yaratmak istiyorsanız albüm kural. Yalnızca single yaparak ilerlenebilecek bir alan olduğunu düşünmüyoruz. Yayınladığımız teklilerimiz bizim albümde neler yapabileceğimizi gösteren birer ipucu.

KADIKÖY, İSTANBUL’UN EN ÖZGÜR İLÇELERİNDEN

Kadıköy’ün Sepya için özel bir değeri var mi?

Hepimiz Kadıköy’de vakit geçirmeyi çok seviyoruz. Ben haftanın birkaç gününü Kadıköy’de geçiririm. Küme olarak da burada takılıyoruz, prova günlerimizde de Hisarüstü’nde. Geçtiğimiz yaz Kadıköy’de çabucak hemen her hafta cuma/cumartesi günleri konserler verdik. İnanılmaz eğleniyorduk. Grupça Kadıköylü olmamız bu türlü başladı diyebiliriz. Beyoğlu’nun tabir-i caizse “bitmesiyle”; Beşiktaş’ın transit bir hal alması, Karaköy’ün inanılmaz pahalılaşması ve ulaşımın getirdiği kolaylık ile Kadıköy insanların birinci durağı haline geldi. Bizim üzere birçok müzisyen de genelde Kadıköy’de takılıyor, bazen karşılaşıp selamlaşıyoruz. Kadıköy İstanbul’un en özgür ve en kendine has ilçelerinden. Tahminen de bu yüzden çok seviyoruz.

İSTANBUL’U YAŞANMAZ HALE GETİRİYORLAR

Kentin birçok simge yeri tahrip edildi, ediliyor. Kadıköy Rıhtımı ile ilgili de çeşitli projeler olduğu biliniyor. Kentteki bu süratli değişim bir müzik kümesi olarak sizi nasıl etkiliyor?

Birçok müziğimize bu dönüşüm bahis oluyor aslında. Bizi inanılmaz etkiliyor. Her yer beton oldu. Gerek profesyonel hayatımız gerekse müzisyen hayatımız hasebiyle İstanbul’da yaşamak durumdayız. İstanbul’u çok sevmemize karşın burayı yaşanmaz hale getiriyorlar. İstanbul kaosa dönüşen bir travma haline gelmedi mi sizce de? Gerek ideolojilerle gerekse betonlarla boğulduğumuzu hissediyoruz. Kadıköy Rıhtımı da nefes aldığımız yer. Umarız daima olduğu üzere özgür kalır. Kadıköy Rıhtımı’ndan evvel el atılması gereken birçok proje var bizce, karanlık oraya da dokunmasın.

Sepya, nasıl bir Türkiye’de müzik yapmak ister?

Tabii ki özgür bir Türkiye’de. Hakedenin hakkını aldığı, toplumun bu kadar kutuplaşmadığı ve daha birlik, beraberliğin olduğu bir Türkiye’de müzik yapmak istiyoruz. Biz vakitle her şeyin çok hoş olacağına inanlardanız, Türkiye karanlığa gömülmeyi hak eden bir ülke değil. Sanat ve yenilikçi niyet lakin özgürlükle yayılır. Bizim de müziğimizi daha fazla dinleyiciye ulaştırabilmemiz ve konserlerimizde daha çok yeni yüz görebilmemiz için özgür bir Türkiye’ye gereksinimimiz var.