Paul Osterlund imzalı yazı, İmamoğlu’nun Cumhur İttifakı’nın adayı Binali Yıldırım ile yaptığı televizyon tartışmasıyla başlıyor. Osterlund, ortak canlı yayında Binali Yıldırım’ın geçen yıl İstanbul’un nüfusunun Anadolu kentlerinin altyapısının düzeltilmesiyle azaldığını söylediğini hatırlatıyor ve ekliyor:
“Resmi sayılar Yıldırım’ın aksini sav ediyor. Geçen yıl telaş verici 595 bin kişi kenti terk etse de, İstanbul nüfusu 2017-2018’de muhtemelen iç göç ve doğal nüfus artışı nedeniyle az oranda artı. Ancak her zamankinden daha fazla insanın kenti daha yeterli imkanlar için terk ettiği konusunda haklı. Ama problemin neden bu olduğuna dair muhakemesi gerçeklerden çok uzak. Cazip altyapının insanları farklı yerlere çekmesinden çok, kaos, boğucu çarpık kentleşme ve büyük ekonomik gerileme onları kaçmaya itiyor.”
Yazıda görüşüne başvurulan Duke Üniversitesi’nden İktisat ve Siyaset Bilimi Profesörü Timur Kuran’a nazaran ise neden şöyle: “Süregelen göç vermenin ana faktörü muhtemelen Türkiye’deki derin resesyon. Anadolu’yla bağları olan işsiz beşerler, ailelerinin ve dostlarının kendilerine yardıma hazır oldukları yerlere dönüyorlar. Muhtaçlık anında büyüdüğünüz yerdeki etrafta dayanak almanız nispeten daha kolaydır.”
İMAMOĞLU’NUN ZAFERİ TESADÜF DEĞİL
İstanbul”un göç verdiği bir devirde İmamoğlu’nun yankılanan zaferinin tesadüf olmadığının vurgulandığı yazıda, kentin 25 yıldır AKP dışındaki bir parti tarafından birinci yönetileceği hatırlatıldı.
AKP idarelerinin müsrif harcamalar yaptığının ve son yıllarda kendilerine yakın dini kurumlara 100 milyon dolar hibe ettiğinin aktarıldığı makalede, “Üstelik, Türk lirası güç kaybettikçe, İstanbul çok derecede daha kıymetli bir yer oldu. Kiralar, ülkenin ayrıca kentsel bölgelerinden çok daha yüksek, enflasyon temel tüketim mallarını milyonlarca kent sakini için ulaşılmaz kıldı” tespiti dikkat çekti.
31 Mart seçimleri öncesinde kurulan tanzim satış noktalarından bahsedilen yazıda, İmamoğlu’nun 39 ilçeden 28’inde AKP’nin adayı Yıldırım’dan daha çok oy aldığı, birinci seçimdeki 13 bin oy farkının bu kere 800 bini aştığı aktarılırken, “Binlerce insan İstanbul’a terk ederken, kalanlar ise kentlerinin taze kana muhtaçlık duyduğu tarafında karar verdiler.”
İSTANBULLULAR ISRAR ETTİ, ÇÜNKÜ…
Osterlund, İstanbulluların bu yıl ikinci defa yeni başkan seçmelerindeki ısrarı,” kaynakların hükümete yakın kurum ya da şahıslardan çok, insanların faydasına kullanıldığı daha yaşanabilir bir kente duydukları isteğin yansıması” olarak nitelendirdi.
Makalede İmamoğlu’nun sıcak halleri, kapsayıcı daveti ve sonuç odaklı kampanya stratejisiyle seçmenlerin kalplerini kazandığı vurgulandı.
Prof. Kuran, İmamoğlu’nun galibiyetinin Türkiye’nin en büyük kentinden öteki bölgelere yönelik göç trendini bilakis çevirip çevirmeyeceğini söylemek için çok erken olduğu görüşünde, lakin tekrar de hudutlarına sıkışmış bir kent için bunun yürek verici bir gelişme…
İstanbul Seçim Sonuçları ->